KLarK (şimdiye kadar 165 posta) | | Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir
Beynimi uyuşturuyor özlemin
Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlı-yorum
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime sapla-nan bir sızı olmaktan çıkıp mütemadi bir boşluğa dönüşüyor
Sabahlara seni okşayarak başlamaları akşamları, her işi bir kenara koyup seninle başbaşa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, hırlaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü
Nasıl da serttin başkalarına karşı be-ni savunurken; ve ne yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken
Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler, geceler boyu nöbet tuttuk başında o şen kahkahalarına yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak, doktorun böldü sevincimizi:
"Yaşayamaz artık bu evde yüksek binalar ve be-ton duvarların gri kentinde" dedi, "O gitmeli ve kendine yeni bir hayat çizmeli"
Bilsen, ne zor gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unut-mandan geçtiğini bilmek
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" de-mek
"Beni ne kadar ça-buk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa" demek sana ne zor
Sesimi, kokumu çekip alıvermek beynin-den, sesin, kokun hâlâ beynimdeyken
seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakma-nı istemek senden
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek
ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz on-ca yazı, yanyana titreş-tiğimiz onca kışı, pay-laştığımız bunca acıyı, onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına, ar-kandan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor
ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek
yokluğunu beklemek, ne zor
* * *
Bunları düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum Bütün engel-leri aşıp terkedilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere özgü bir terkedilme korkusunu da yüre-ğimin derinlerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve
"Geri dön demek istiyorum:
"Geri dön seni bekliyorum" |